23 Temmuz 2007

İYİ VE KÖTÜ

Yılmaz Erdoğan'dan hayattaki İyilerin ve Kötülerin ortak yaşamlarının çok güzel bir analizi .

Biliyorum , çoğunuz iyi insanlarsınız . Bu yüzden hep kötüler kazanıyor zaten .

Birçok kötü , hatta alçak tanıdım . Çoğu neşeli insanlardı . Hiçbirinde çekingen bir ruh haline rastlamadım.

Kötüler atak , iyiler pısırıktır, etrafınıza bakın , en heyecan verici , en eğlenceli insanlar hep sahtekârlardır . Hepsi paldır küldür konuşan , ağız dolusu gülen insanlardır . Çünkü sahtekâr , sempatik olmak zorundadır . İyinin böyle bir mecburiyeti yoktur . İyi, sıkıcıdır . Kadınlar iyilere değil , güvenilmez erkeklere aşık olur bu yüzden. Zaten aşk , denen altüst oluşla ancak bir üçkâğıtçı basa çıkabilir . Aşkın tadını çıkaramaz iyiler . Onlar sarılıp sessiz bir uzanmayı aşk
zanneder . Tekdüzedirler . Yavaştırlar . Kadınlar da dertlerini onlarla paylaşır ama gidip bir güvenilmezle sevişirler . Tutku kötülerin işidir .

Sessiz ve efendi bir insan cümlesiyle tanımlanan bir iyilik kolaydır . Sahtekârlık daha zordur , maharet ister . Zeki , hızlı ve atak olmalıdır . Enerjiktir.

Üçkâğıtçı ... Sahtekârın en sempatik , en başarılı şekli . İyi bir hatiptir o . İnandırıcıdır . Konuştuğu zaman etrafındaki tüm iyi ve dürüst insanlar ağzının içinde kaybolur . Hem çok iyi fıkra anlatır hem hüznün tüm renklerinden haberdardır . Kahkahasında pirzola tadı , hüznünde bazen ölümün sesi vardır .

Adam başarılıdır . Yeteneklidir . İyilik kolaydı r. Kötülük maharet ister . İyi olmak için , kimseye kötülük yapmamak yeterlidir . Ama kötü olmak için daha çok çalışmalısınız ! İyi , kötü karsısında güvensiz , enerjisiz , çaresizdir .

Filmlerde bile iyi , kötüleşmeden kötünün hakkından gelemez . Yeminini bozar ve kavgaya girer . Oysa kavga kötünün mesleğidir asıl . Biz iyi seyirciler perdedeki iyi adamımız kan döktükçe rahatlarız . Ve iyi kötüyü yendi diye seviniriz . Oysa artık hepimiz kötüyüzdür filmin sonunda . Hatta biz kötü den daha çok insan öldürmüşüzdür .

Bir iyi için en zor olan , kötüye Sen kötüsün demektir . Çünkü iyi , utangaçtır . Hırsıza hırsız diyemez . Kötünün yerine utanır , sahtekârın yerine yüzü kızarır, hırsızın yerine yerin dibine geçer ... Bu sırada kötüler, sahtekârlar, hırsızlar deli gibi eğlenmektedir . Çünkü onların yerine utanan , sıkılan , yerin dibine geçen birçok iyi insan vardır . Şeytan bile bazen yorulur kötülük yapmaktan . Ama hayatlarını salt kötülük yapmaya adayanlar asla durmazlar ; bunu çok iyi biliyorum . Güzel kıyafetleri , briyantinli saçları , resmi arabaları , siyah gözlükleri ve korumaları vardır . Ama ruhları şeytandır . Kötünün en büyük avantajı iyideki kahrolası utanma
duygusudur . Bu duygu iyiyi öylesine zayıf düşürür ki ağzını açıp bir kelime söyleyemez . Halbuki öylesine kararlı çıkmıştır ki kötünün karşısına . Herşeyi açık açık söyleyecektir . Başına gelecekleri göze almıştır !... Ama olmaz . Yapamaz .

Çünkü iyiler korkaktır . Çünkü iyiler herkese acır , en çok da kendilerine . Susmak , acımak , utanmak , korkmak ...

Farkında mısınız ey iyi insanlar , ne kadar sıkıcı şeylerle uğraşıyorsunuz ! Kötüler kazanınca da şaşırıyorsunuz ! Tarih boyunca iyiler kazanmasalar da , bir şekilde ayakta kalmayı başardılar . İyinin yazgısıydı bu . Şeytan her zaman saldıracak , yere yıkmaya çalışacak , akılları karıştıracak ve iktidarına devam etmeye çabalayacaktı . Babalarımız iyi insanlardı ve bize de iyi olmamızı öğütlediler . Biz de iyi insanlarız . Ve çocuklarımıza aynı şeyi öğütlüyoruz . Hepimiz kötülerin yanında çalışıyoruz .

Haydi iyi insanlar !

Haydi sessiz , efendi , sıkıcı , korkak , utangaç ve iyi insanlar ! Çalışın !

Kötülerin size ihtiyacı var !

YILMAZ ERDOĞAN

18 Temmuz 2007


adam olmak

çevrende herkes şaşırsa bunu da senden bilse
sen aklı başında kalabilirsen eğer
herkes senden kuşku duyarken hem kuşkuya yer bırakır
hem kendine güvenebilirsen eğer
bekleyebilirsen usanmadan
yalanla karşılık vermezsen yalana
kendini evliya sanmadan
kin tutmayabilirsen kin tutana

düşlere kapılmadan düş kurabilir
yolunu saptırmadan düşünebilirsen eğer
ne kazandım diye sevinir, ne yıkıldım diye yerinir
ikisini de vermeyebilirsen değer
söylediğin gerçeği büken düzenbaz
kandırabilir diye safları dert edinmezsen
ömür verdiğin işler bozulsa da yılmaz
koyulabilirsen işe yeniden
döküp ortaya varını yoğunu
bir yazı turada yitirsen bile
yitirdiklerini dolamaksızın dile
baştan tutabilirsen yolunu
yüreğine sinirine dayan diyecek
direncinden başka şeyin kalmasa da
herkesin bırakıp gittiği noktaya
sen dayanabilirsen tek

herkesle düşüp kalkar erdemli kalabilirsen
unutmayabilirsen halkı krallarla gezerken
dost da düşmanda incitemezse seni
ne küçümser nede büyültürsen çevreni
her saatin her dakikasına
emeğini katarsan hakçasına
her şeyiyle dünya önüne serilir
üstelik oğlum

adam oldun demektir.


rudyard kipling
tercüme: bülent ecevit