30 Nisan 2007

Muhtıra Nedir?

MUHTIRA NEDİR

Büyük Larousse Ansiklopedisi'nde "muhtıra" sözcüğünün kelime anlamının karşılığında şu ifade yer alıyor:
"Bir kişi, bir grup ya da kurumca, başka kişi, grup ya da kuruma uyarıda bulunma, bir şeyi anımsatma amacıyla gönderilen yazı."

"Muhtıra" kelimesi Türk siyasi tarihine, 12 Mart 1971'de dönemin Genelkurmay Başkanı Orgeneral Memduh Tağmaç, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Faruk Gürler, Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Muhsin Batur ve Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Celal Eyiceoğlu'nun imzasıyla radyodan okunan bildiriyle girdi. Dönemin Başbakanı Süleyman Demirel'in muhtıra üzerine aynı gün istifa edişi de siyasi literatürde " Şapkasını alıp gitti" ifadeleriyle anıldı.

Türkiye'nin yaşadığı bir başka "muhtıra" vakası da 27 Aralık 1979'da, dönemin Genelkurmay Başkanı Kenan Evren ve komutanların o zamanki Cumhurbaşkanı Fahri Korutürk'e verdikleri uyarı mektubuydu. Uyarıyı, hükümet ve muhalefet dikkate almayınca 12 Eylül 1980 darbesi gerçekleşti.

29 Nisan 2007



bize bunları bu şekilde çizmeyi ilk kim öğretti?


bana sanki kendiliğinden olmuş gibi geliyor. ama öyle olmamalı. saçma yani.

bazen soruyorum, ben bu yazıları kime yazıyorum diye. bence böyle saçma şeyler yazmak çok saçma. bu saçmalıkları birisi için yazmak daha da saçma. anladın sen onu...

bazen özlemeyi abartıyorum. (ama kimse anlamıyor, bu güzel işte).

birileri ayrılır birileri birleşir. bence bu hayattır. kavram tartışmayalım.

28 Nisan 2007

ünlülerden güzel sözler

Akşam yemeğine geç ya da erken gelmemle içten ilgilenen bir kadın uğruna, bütün dehamı ve tüm eserlerimi, feda etmeye hazırım....
Ivan Sergeyeviç Turganyev

Bir genç kız 24 yaşına kadar hayatının erkeğine rastlamadıysa, dünyada ondan talihli insan yoktur.
Deborah Kerr

Sevgilim doğruyu söylediğine yemin ederse, ona inanırım. Yalan söylediğini bildiğim halde... William Shakespeare

Saat 7'de randevu verip, 9'da gidin. Yollara düşmemişse, artık sizi sevmiyor demektir...
Marlene Dietrich

Evlilik insana çok şey öğretir. Sadakat, sorumluluk, hoşgörü, anlayış gibi... Ancak bekar kalırsanız, zaten bunların hiçbirine ihtiyacınız olmaz...
Burt Reynolds

Kadını asla küçük görmeyin. Tabii yaşı ve kilosu dışında...
Shelley Winters

bu şekil dans etmeler yasaklansın.. işte bu şekil

26 Nisan 2007

Cumhuriyet tarihinin en çok adam öldüren kişisi; Tornavidalı Katil

1967 Adana doğumlu Yavuz Yapıcıoğlu’nun 9 kardeşi var. 25 Aralık 2002 tarihli Tekirdağ’daki duruşmasındaki ifadesine göre Yavuz, sevgisiz büyüdü. İlkokulu ve ortaokulu üvey annesinin yanında okudu. Yine kendi ifadesine göre o okuduğu okullarda hep sınıf birincisiydi. Sınıfında arkadaşları arasında sayılıyordu, seviliyordu. Lise 2. sınıfa kadar başarılı bir öğrenci olarak devam etti. Lise 2’de tartışarak önce ailesinden sonra okulundan ayrıldı.

Evlendi, ama 3 ay evli kaldı. Okul takımlarında ve amatör kümelerde futbol oynadı.
Dericilik yapıp işadamı da oldu. Ancak onu da yürütemedi ve işyerini kapattı.
Normalde iyi konuşup düzgün işler yapabildiğini, ancak zaman ve mekan algılamasında bazen kendini kaybettiğini, cinayetleri bu sırada işlediğini ve sanki içinde iki ayrı kişinin barındığını söyledi.

1994’te seri cinayetlerine başlamadan önce İstanbul Merter’de ‘Sis Tarikatı’ denilen bir grupla birlikte oldu.
1994’te İstanbul’da aynı mahallede oturan bir genç kız ‘günaydın’ dedi. Bu yüzden önce kızla ve genç kızın nişanlısı ve arkadaşlarıyla kavga etti. Kavgada bıçağını çekip 3 kişiyi öldürdü. Bıçaklananlardan 20 yaşındaki Sait Korkmaz olay yerinde öldü. Kaçarken durdurduğu Mercedes otomobilin şoförü Rasim Aydın direnince onu da öldürdü.

Mahkeme kayıtlarına göre, Yavuz Yapıcıoğlu, son katliamını Aralık 2002’de Tekirdağ’ın Çorlu ilçesinde gerçekleştirdi. ‘10 saat içinde’ Sağlık Mahallesi'nde 23 Aralık 2002 tarihinde, Çorlu Spor Tesisleri'nin bekçisi Hüseyin Yumuk , Özcan Karagözoğlu ve Şakir Temürçi , başlarına sert cisimle vurularak öldürülmüştü.
Aynı gece, Tonguçlar Cami İmamı Salih Baş ve Beytullah Güngen de yaralanmıştı.

Mahkeme salonlarında ‘Gerçek Atatürk’ olduğunu söyleyen Yavuz Yapıcıoğlu’nun salondakilere zarar vermesini önlemek için duruşmada karate ve judo bilen polisler görev yaptı. Deli taklidi yapınca Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’ne sevk edildi. Burada anadan üryan soyundu, koridorlarda “Ben İsa’yım!” diye bağırdı. Tutulduğu adli koğuşu yaktı. Hastabakıcılara saldırıp yaraladı. Koğuş arkadaşlarını dayaktan geçirdi.
Bir süre sonra Türk Ceza Kanunu’nun 46. maddesine göre cezai ehliyetinin olmadığına dair rapor alıp çıktı.
Böylece yargılanmaktan da kurtuldu.

Pertevniyal Lisesi önünden geçerken bir hademe ile kız öğrencinin tartıştığını görüp olaya karıştı. Önce kızı kovaladı, sonra kendisini engelleyen hademeyi bıçakla öldürdü. Cinayetten sonra kaçtığı Adana’da olmadık sebeplerle 3 kişiyi daha öldürdü. Adana’dan kaçarken bindiği otobüs Ankara’da mola verdi. Açtı, simit alacaktı; ancak cebinde parası yoktu. Tanımadığı birinden para istedi, vermeyince adamı izleyip tenha bir köşede şişleyerek öldürdü. Cinayeti gören bir adamı da kovaladı, yakalayıp boğazını keserek öldürdü. Harçlık vermedi diye ağabeyinin dükkanını yaktı. Ayrıca yakın akrabalarından ikisinin daha evini yaktı. Silivri’deki babasını öldürmek için evini bastı, baba Selim pompalı tüfekle ateş ederek Yavuz’un elinden kurtuldu.
Buradan Balıkesir Edremit’e anneannesinin yanına kaçtı. 3 gün birlikte kaldığı anneannesi annesiyle ilgili hoşuna gitmeyen bir söz söyleyince kristal kül tablasını başına vura vura öldürdü. Olayı duyan anne 2 gün sonra kalp krizinden öldü. 1998 yılında Loris Giuseppe Formentin isimli Belçikalı bir turisti bıçakladı, bacağından vurularak etkisiz hale getirildi. Avcılar Kampusü'nde 1992'de 5 aylık hamile üniversite öğrencisi B. K ve 1993'te de İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi İhtisas öğrencisi D.Ö, tecavüz edildikten sonra öldürülmüştü. Semtte büyük paniğe neden olayların ardından sapık tüm çabalara rağmen yakalanamamıştı. Katilin ağabeyi Yıldır Yapıcıoğlu”na göre bu iki cinayetin faili de Yavuz Yapıcıoğlu’dur.

Yapıcıoğlu, önceki cinayetlerinde Türk Ceza Kanunu doğrultusunda Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’nden verilen ‘kapalı yerde tutulamaz ve cezai ehliyeti yoktur’ şeklindeki raporlar sebebiyle hapse atılamıyordu. Bunun yerine tedavisi için hastaneye gönderiliyordu. Ancak, bir yıllık tedavi süresini doldurmadan hastaneden elini kolunu sallayarak çıkan Yapıcıoğlu sudan sebeplerle cinayet işlemeye devam etti.

Sanık Yapıcıoğlu duruşmada kendisi hakkında verilen sağlam raporunun doğru olduğunu belirterek, doktorları ve mahkemeyi yanıltmak istemediğini söyledi. Yapıcıoğlu, "Ben seri katil veya canavar değilim" dedi. Ancak Yapıcıoğlu, daha önce ruh hastası taklidi yaparak herkesi yanılttığını söyledi.

Polis kayıtlarına göre 18, ailesine ve görgü tanıklarına göre 43 kişinin katil zanlısı 36 yaşındaki Yapıcıoğlu, Cumhuriyet tarihinin en çok adam öldüren kişisi. Seri katil bu cinayetleri 1994–2002 yılları arasında gerçekleştirdi.

Yavuz Yapıcıoğlu, Avcılar’da yakalanıp tutuklu olarak yargılanmaya başladı. Tekirdağ Kapalı Cezaevi’nde tutuklu bulunuyor. Gasp ve cinayetten yargılanıyor. Tekirdağ Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davada tutuklu sanık Yavuz Yapıcıoğlu duruşma sonunda Şakir Temürcü'yü öldürmekten 28 yıl, Salih Baş'ı da öldürmeye tam teşebbüsle yaralamak suçundan 16 yıla mahkum oldu.

Brave New World - Aldous Huxley





TIKLA
(Dil: İngilizce Format: .PDF)






DİKKAT!
Bu sitede yer alan e-book'lar tanıtım amaçlıdır. Lütfen kitapların orjinallerini satın alınız.

Bu sitenin e-book yayımından hiç bir ticari çıkarı yoktur. Yüklediğiniz dosyaları 24 saat içinde silmeniz gerekmektedir.
Yüklediğiniz dosyalar nedeniyle bilgisayarınızda oluşacak arızalardan benimkelimelerim sorumlu değildir.
*Dosyaları indirenler bu koşulları kabul etmiş sayılırlar.

23 Nisan 2007

Balinayla burun buruna

Gerçek boyutlarda bir balinayla burun buruna gelmek işte böyle bir şey...

http://www.wdcs.co.uk/media/flash/whalebanner/content_pub_en.html

KALPTE UNUTULMAK

Boş odalarda sinmiş bir toz zerresi gibiyim sensiz
Ya da yankıya dönüşmeyi bekleyen heyecanlı bir ses
Unutulmuş eski bir hatıra defteri gibiyim
Hayata direnen, aşka yenilen biriyim ben...

Berkay
09.07.2004

İMKANSIZI SEVMEK














Bu sabah bütün hüznümle çıktım sokağa
Bütün hüznümle dolaştım gün boyu
Bütün hüznümle geldim yanına
Belli etmemeye çalıştım sana
Fark ettin, sordun üstelik

Neyin var dedin
Dedim ya, hüzünlüyüm bu gün
Ne var ne yok, hepsini yanıma aldım
Hepsini...

Sahte gülücükler dağıttım
Nedensiz, gereksiz...
Utandım kendimden sonra
Ve korktum
Anlamandan...
Anlamadın, ne güzel...

Zor iş sevmek seni
İmkansız sevmemekse,
bir kez gördükten sonra
Nerden çıktın karşıma
Neden çıktın karşıma
Yoktu bu kadar hüznüm
Hüzün kattın yaşantıma...


Berkay
27.04.2004

DELİ GİBİ















Deli gibi seviyorum seni sevmeyi
Deli gibi özlüyorum senli geceleri
Kırık kalbimin vefasız öpücükleri
Ağlatacaksınız beni çocuk gibi
Bu öpücük candan değil
Bu öpücük can acıtan
Bu öpücük yakan tenimi…
Bir kırık kalp
Bir buruk anı
Deli gibi severim sana aşık olmayı
Deli gibi özlerim senli geceleri
Senli gecelerin vefasız öpücükleri
İncitmeyin beni…

Berkay
26.04.2004

GÜN BATIMLARI














Gün batımları bir başka güzel artık
Hele de berabersek o vakit
Gelecek günün de güzel doğacağı
Yeni güne güzellikler sığdıracağımız
Güzel bir gün yaşayacağımız kesindir
Seninle gün batımlarını izlemek yok mu
Benim en büyük zevkimdir


Berkay
08.07.2004

Neyzen Tevfik

bilenler bilir; beşiktaş'taki iskele meydanında ufka bakan ve eliyle de rüzgardan dalgalanan kaftanını tutan bir barbaros hayrettin paşa heykeli vardır.. altında da yahya kemal'in şiiri yazılıdır:

deniz ufkunda bu top sesleri nerden geliyor?
barbaros, belki, donanmayla seferden geliyor!..
adalar'dan mı? tunus'tan mı, cezayir'den mi?
hür ufuklarda donanmış iki yüz pare gemi
yeni doğmuş aya baktıkları yerden geliyor;
o mübarek gemiler hangi seferden geliyor?

neyzen tevfik bunu görmüş, beğenmemiş.. "'geliyor da geliyor' diye tutturmuş yahya kemal".. sonra neyzen aşağıdaki dörtlüğü yazmış..

ebedi bilgini hayrettin kaptan
beş asır önceden biliyor gibi
ıkına sıkına yazdığın şiire
barbaros kıçını siliyor gibi

:)

ayrıca neyzen tevfik;

"tanrı senin hamurunu necaset ile yogurmuş,
annen seni sıçarken yanlışlıkla dogurmuş" demiş adam.

ayrıca şunları da söylemiştir;

"ey bana kendini büyük tanıtan
halime bak da davarlığından utan"

ve bir de şunu;

“sanmayın ustalıkla sarf ederim sanatımı,
ney elimde suyu durmuş kuru musluk gibidir.
içki meclislerinde sarhoşların saza vurgun oluşu,
nazarımda su içen eşeğe ıslık gibidir.”

:)

Monster Sudoku !!!






Sizin için nefis Monster-Sudoku oyunları! Çıktısını alıp güzel güzel kafa patlatın...
*Mantık aynı... Bu sefer fazladan 4 karakter daha var. A, B, C, D, E, F, G, 1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9 harflerini ve rakamlarını, tamamını, sadece birer kez kullanarakher satırı, her sütunu ve her 16*16'lık kareleri doldurmaya çalışın.

Tekrar merhaba

bir an burayı kapatıp başka bir blog'a taşınmayı düşündüm, sonradan tekrar buraya döndüm. evet, doğru yaptım.