3 Mart 2007

27.02.2007

Gecenin olur olmaz saatlerinde usumda davetsiz misafirim olmandan bıktım artık. Misafir ağırlayacak güç kalmadı bu bedende. Konuyorum artık seni anlasana, anlasana istemiyorum artık seni! Gecenin bu vaktinde düşlerimde ne işin var senin? Gözlerinin, bakışlarının, duruşunun, dokunuşunun,, tadının… Senin bende işin ne? Git git artık, yakma canımı, küle çevirme yüreğimi, korları alevlendirme tekrar tekrar. Yoruldum, tükendim, bittim, yitip gittim. Sen küçük bir kıl kurdusun sevdiceğim. İçimi kemiriyorsun. Aşkımı yiyorsun, sevgimi, bedenimi, benliğimi, düşlerimi, dünümü, bugünümü ve yarınımı yiyorsun, doymak bilmeden yiyorsun. Yeni doğmuş bir bebek gibi. Yeni doğanlar annelerinin göğüslerinden o ilk sütü nasıl büyük bir iştahla, hiç doymayacak gibi içerlerse, sen de benliğimi işte öyle kemiriyorsun, yok ediyorsun. Ben bu sebepten ötürü yok olmuşum. İçimi sinsice, düşmanca, zevkle kemiren sen ve yaratmaktan bıkmadığın yanıtsız suallerin benliğimi bırakmadı bana. Benliğim olmadan ben nasıl var olabilirim ki? Soruyorum sana aklım cevapla beni! Lütfen yanıtla artık, bir cevap, bir ses, bir soluk, bir hayat… Sen de mi ey aklım sen de mi terk-i diyar eyledin beni? Usum almış başını çekmiş gitmiş; uçsuz bucaksız diyarlara. Beni ben yapan benliğim, aklım, düşlerim nerdesiniz? Siz olmadan ben olmam, ben; ben olamam. Dermansız yaralarımla kalakaldım öylece. Gerçeğin o ağır tokadı lodos gibi yıktı geçti beni. Yaralayıcı, tedavisiz… Dermanı sizlersiniz… arıyorum sizleri nerde olabileceğinizi bilmeden, tahmin edemeden, umarsızca arıyorum. Her biriniz apayrı diyarlarda. Bulamıyorum, bulsam da geri gelmek ister misiniz bana bilmiyorum? Bu yaralı, yitik bedende yeniden varolmayı kabul eder misiniz? Arıyorum sizleri; serseri bir mayın gibi… Sonunda lodos yaralarım kanlı iltihap akıtarak fark etmemi sağlıyor; serseri mayın kendi yüreğinde patlamış…

Öykü Ağtaş

6 yorum:

Berkay dedi ki...

"Bulamıyorum, bulsam da geri gelmek ister misiniz bana bilmiyorum? Bu yaralı, yitik bedende yeniden varolmayı kabul eder misiniz? Arıyorum sizleri; serseri bir mayın gibi…"

Burayı okuyunca pencereyi açıp bağırmak istedim:)

Ellerine sağlık öykü, arasıra yaz böyle, bizi yetim bırakma;)

Adsız dedi ki...

Yazının gücü bu olsa gerek... Tanıdığınız,tanıdığınızı sandığınız birisini size sözlerden,gözlerden,gözyaşlarından,gülümsemelerden daha iyi anlatması ve şu dünyada yalnız olmadığınızı, en azından dünyada bulunabilen ender İNSANlardan birisini tanıyabildiğinize şükrettirmesidir belki de. Yüreğine sağlık öykü...Bitanesin

Adsız dedi ki...

şu sözlerinle,şu samimiyetinle ve o kocaman yüreğinle, kenarına gül işliyorsun nazlı baharın her daim...aklım firar ediyor,o küçük kızdan çıkan kelimeleri duyunca...matemi,saadeti hepsini bir anda değdiriyorsun insanın tenine...seni tanıdığım için çok mutluyum benim küçük meleğim...seni seviyorum...yüreğine sağlık...
GAMZE...

Adsız dedi ki...

ne zamanım var
ne de yüreğim kaldı
artık hırpalanmıslık
sevdanı cekememek kaldı

serin aksamlarda, kan revan
ince bir fısıltı elvadam
yakan kor ateş
ıslatan yagmur kaldı

sevdanı erozyon aldı
sen kalmadın bende
sana benden
kuru bir elvada kaldı
denizhan burhan!!!
sosyal kelebeğim o tasa söz geceirip aklına geceiremedigin zamanlardan birinde yazılmıs bu vurucu yazı umarım bu yazıyı yazan guzel kalbi anlayabilecek sol yanı curumemiş birisi cıkar karsına veee cok mutlu olursun hassas kalbine saglık:) ciceklerin en guzeli

Adsız dedi ki...

bak tatlım baterfly diyebilirsin kendine ama fazla sosyal olma bence farklı yerlerede konma ha ne dersin

Adsız dedi ki...

birincisi ben senin tatlın değilim ikincisi türkçe kelimeler kendimi ifade ederken türkçe kelimeler kullanmayı tercih ediyorum üçüncüsü beni hiç tanımıyorsun bu durumda muhtemelen sosyal olmaktan anladıklarımız farklıdır:) değil mi? bu arada şeniz ne demek?
sosyal kelebek