25 Haziran 2007


Artık ne gel diyebiliyorum sana

Ne de gelebiliyorum

Anladım artık yolların bizi birleştirmeyeceğini…



Cevahir


Yüreğin yüreğimde

Düşüncelerimde huzur, sana odaklanıyorum

Umar rüyalarda?

Dinlenmek istiyorum artık

Düşünmeden yarını

Yanımda sen, yaşamak istiyorum

Ayrılmayan yollarda

Yüreğim yüreğinde

Gönlüm uykuda

Sen merkezde, ben çevrende durmadan yay çiziyorum

Sana ulaşmam?

Merkezde, yayın yokluğunda

Yokluğumda…


Cevahir


Seninle dalgayla kumsal gibiyiz

Birimiz daima bekleyen

Her zaman o uçsuz bucaksız kucağını açmış

Her zaman seven

Hep suskun tüm bilgeliğiyle

Diğeri bazen korkutucu boyutlarda koşan

Bazen sessiz sessiz sanki ağlar gibi

Ve tam kavuştuğunda eriyip gidiveren köpük gibi

Bir kavuşma,

Ama sesli ortalığı yıkarcasına

Ama sessiz bir ninni

Sonra akıl kalırcasına kaçınılmaz bir ayrılık

Yoksa bu bir oyun mu

Sanki bilinmezliğini korumak istercesine biri

Diğeri ise bir dokunup anında kaçan çocuk gibi

Sürüp gidecek bu sonsuza

Aynı gelgit gibi…


Cevahir


Adını diyemediğim

Doyasıya sevemediğim sen

Nasıl özledim seni bir bilsen

Nasıl bir ışıksan benim için

Her ışıkta seni arıyorum

Gökteki yıldızdan tut, denizdeki güneşe kadar

Nasıl bir güzelsen benim için

Her güzelde seni görüyorum

Yeşil bir yapraktan tut, iç açıcı bir söze kadar

Sen karanlıklarda yoksun

Benim senin yokluğunda olduğum

Artık aydınlıktan da kaçar oldum

Bana seni anımsatmasından değil

İçimde aldatan kavuşma sevincini yaşamamak için…


Cevahir

17 Haziran 2007

Dünya'yı Şaşkına Çeviren Rus Dahi..

100 yıldır çözülemeyen ve dünyanın en büyük 7 probleminden biri sayılan Poincaré varsayımını çözen Rus matematikçi, 1 milyon dolarlık ödülü reddederek sırra kadem bastı.

Üç boyutlu uzayı sarmalayan iki boyutlu düzlemin, dördüncü boyut olan "zaman"la bağı üzerine devrim niteliğinde bir çalışma ortaya koyan Grigori Perelman'dan yaklaşık iki yıldır haber alınamıyor. Perelman, 2002 yılında dünyanın çözülemeyen en büyük 7 probleminden biri olarak kabul edilen Poincaré varsayımını çözdüğünü iddia ederek internette 39 sayfalık bir makale yayımladı.

Ertesi yıl ilkini tamamlar nitelikte 22 sayfalık başka bir makaleyi de internette yayımlanayan Perelman, aslında çalışmalarında Poincaré varsayımından hiç söz etmiyor. Bu problemin de bağlı olduğu çok daha geniş kapsamlı bir önerme olan Thurston Geometrizasyon Konjektürü'ne çözüm getiren Rus matematikçi, 2003 yılında ABD'de bir dizi konferans verdi ve bilim dünyasına çalışmalarını anlattı.

Düşünce tarihinde yeni bir sayfa

İlk etapta kuşkuyla yaklaşılan makalelerin doğrulunu test etmek için oluşturulan bilim kurulları geçtiğimiz günlerde Perelman'ı destekler nitelikte açıklamalarda bulundu. Çoğu bilim insanı sadece matematik alanında değil, düşünce tarihinde yeni bir sayfa açıldığında hemfikir. Elde edilen bilgiler ışığında bilgisayar teknolojilerinde olduğu kadar bilimin hemen her alanında büyük değişimler bekleniyor. Üç yıldır Perelman'ın makaleleri üzerinde çalışan Yale Üniversitesi'nden Bruce Kleiner, değil önümüzdeki 100 yılda, belki de hiçbir zaman çözüleceğine inanmadıkları bir problemin çözüldüğünü söylüyor.

Uzmanlar çözümü bile zor anladı

Rus bilimadamının, 2002'de tüm dünyayı şaşkına çeviren Poincaré varsayımına çözüm olarak sunduğu makaleler çok ağır bir matematik diliyle yazılmıştı ve bilimsel bir makaleden çok karalamayı andırıyorlardı. Uzmanların anlamakta güçlük çektiği dokümanların gelmiş geçmiş en büyük matematik problemlerinden birinin çözümünü içerdiğine artık kesin gözüyle bakılıyor. Yazdıklarıyla ilgili detayları açıkladığı ABD'deki konferanslarından sonra 2003'te ülkesine dönen Perelman o tarihten beri e-posta ve telefonlara yanıt vermiyor. Steklov Enstitüsü'nden de ayrıldığı söylenen Grisha'nın ne yaptığı merak konusu. Önümüzdeki hafta Madrid'de toplanacak Uluslararası Matematik Birliği'nde matematiğin Nobel ödülü diye adlandırılan Fields Madalyası'na layık görülmesine kesin gözüyle bakılan Perelman'ın törene katılacağına dair hiçbir belirti de yok.

Poincaré varsayımı nedir?

Fransız matematikçi, fizikçi ve filozof Henri Poincaré 1904'te ortaya attığı önermede, "üzerinde delik olmayan her şey bir küredir" diye özetlenebilecek bir yargıda bulunuyor. Bir elmanın üzerine gerilmiş paket lastiğinin şeklini bozmadan ya da elmayı parçalamadan sonsuza kadar büzülebileceğini, ancak ortası delik bir simitte bunun mümkün olmadığını, delik var oldukça lastiği sınırlayacağını iddia ediyor.

En büyük zevki mantar toplamak

ABD'li Clay Matematik Enstitüsü'nün problemin çözümünü bulan bilim adamına vermeyi vaad ettiği 1 milyon doları almak için çaba sarf etmeyen ve 1996'da Avrupa'nın en saygın matematik kurumunun verdiği Genç Matematikçi Ödülü'nü kabul etmeyen Perelman, esrarengiz kişiliğiyle de merak konusu. Grisha adıyla da anılan Grigori Perelman, 1966 St. Petersburg doğumlu. 1982'de henüz bir lise öğrencisiyken Madrid'deki Matematik Olimpiyatları'nda en yüksek skorla altın madalya aldı. Perelman, 90'lı yıllarda araştırma bursuyla ABD'deki üniversitelerde bulundu.

O dönemki arkadaşları tarafından "Sanki bu dünyadan değil gibiydi" diye tanımlanan Grisha, uzun saç ve tırnaklarıyla Rasputin'e benzetilmiş. Dahi matematikçinin en büyük zevkinin St. Petersburg yakınlarındaki ormanlık alanda mantar aramak olduğu söyleniyor.

işte yeni kurtlar vadisi

16 Haziran 2007

15 Haziran 2007

9 Haziran 2007

Hayvanların şaşırtan özellikleri

İnsanoğlu, aklıyla hayvanlardan üstün kabul edilirken, hayvanlar da akıllara durgunluk verecek kabiliyetleriyle insanları şaşırtıyor. Atlar, bir ay kadar ayakta durabilirken, bir köstebek, bir saat içinde, 45 metre uzunluğunda bir tünel kazabiliyor.

AA muhabirinin, Bölgesel Çevre Merkezi'nin (REC) hayvanlarla ilgili birtakım ilginç bilgilere de yer verdiği internet sitesi www.rec.org.tr'den yaptığı derlemeye göre, bir filin hortumunda 50 bin adet kas bulunuyor. Fil, bununla bir ağaç kütüğünü kaldırabilirken, yere düşmüş bezelye tanesini de alabiliyor.

Kutup ayılarının daha az enerji harcayarak, vücut ısılarını korumak için geliştirdikleri yöntem oldukça ilginç. Buzulların sevimli hayvanları, arka ayaklarını ön ayaklarının izine basarak yürüyorlar.

Dünyanın en hızlı koşan hayvanı leopar, ''benim'' diyen atletlere taş çıkarıyor. Leoparların hızı, saatte 100 kilometreyi buluyor.

Atlar, bir ay boyunca ayakta durabiliyor. Köstebekler ise bir saatte 45 metre uzunluğunda bir tünel kazabiliyor.

Gündüzleri görme engelli olan yarasalar, zifiri karanlıkta 0.6 milimetre çapında bir teli ayırt edebiliyor. Susuzluğa dayanıklı olmalarıyla bilinen develerin ise bir rakibi var. Fareler, develerden daha uzun süre susuz kalabiliyor.


KUŞLAR
Sinek kuşlarının kalbi, dakikada 615 kez çarpıyor. İnsanların kalbinin, dakikada 60-80 kez çarptığı göz önüne alınırsa bu kuşlar oldukça heyecanlı görünüyor.

Kargaların, ortalama yaşam süresi 120 yıl. Buna göre, kargalar dile gelse, tarihçilerin danışmanları hazırdı.

Dünyada en derine dalabilen kuş türü, imparator penguenler. Yiyecek aradıkları sırada, 255 metre derine dalabilen penguenler, yaklaşık 18 dakika nefessiz kalabiliyorlar.

Erkek penguenler, feministlerce ödüle layık görülecek türdenler. Zira onlar, kuluçkaya yattıkları 4 ay boyunca ağızlarına bir şey koymuyorlar.

Yine penguenlerin, biz insanların esprilerine konu olan, sarkaç biçimindeki yürüyüşlerinin de bir nedeni var.Penguenler, her adımın sonunda bir sonraki adım için enerji depolayarak, enerji tasarrufunda bulunuyorlar.

BÖCEKLER
Dünya halter şampiyonları, karıncaların yanında boynu bükük kalıyor. Kendi ağırlığının 50 katı ağırlığı kaldırabilen karıncalar, minik bedenlerinden hiç de beklenmeyen performans gösteriyorlar.

Akrepler, radyasyona karşı oldukça direnç gösteriyor. İnsan vücudunun radyasyona direnci 600 rads dolayında iken akreplerinki, 150 bin rads'a kadar çıkabiliyor.

Çöl akrebinin ayaklarındaysa kuma konan bir kelebeğin oluşturduğu titreşimleri bile hissedebilen algılayıcılar yer alıyor.

Büyüklükleri karıncalar kadar olan termitler, toprak üzerinde yüksekliği 8 metreyi bulan yuvalar yaparak, mühendislik yeteneklerini konuşturuyorlar.

EN HIZLI BALIK ORKİNOS
En hızlı yüzen balık ise orkinos. Yetişkin bir orkinos, saatte yaklaşık 90 kilometre hız yapabiliyor.

Su altında en fazla 1 saat kalabilen balinalar, normalde 90 metreye dalabilirlerken, korktuklarında 360 metre derine inebiliyorlar.

En fazla sayıda yumurta bırakan balık ise okyanus güneş balığı. Bu balıklar, bir seferde 30 milyon kadar yumurta bırakabiliyorlar.